OTİAD’tan Ekonomi Bakanlığı’na dilekçe yağmuru!
OTİAD, GTİP’li sentetik kumaşların ithalatında 10 yıldır yüzde 70’lere varan antidamping vergisi uygulamasının 1 Ağustos itibariyle kalkacak olmasının kalıcı hale gelmesi için, Ekonomi Bakanlığı’na 447 dilekçe ile başvurdu. Başvuru dilekçesinde ayrıntılı bir şekilde antidamping vergisi uygulanmasının kalkacak olmasının neden kalıcı hale gelmesi gerektiği belirtiliyor.
Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhan imzasıyla, ‘54.07… GTİP’li Ürünlerde Anti Damping Uygulaması’na karşı başlattığı kampanyada topladığı dilekçeleri “ek bir yazıyla” Ekonomi Bakanlığı’na gönderdi. GTİP’li sentetik kumaşların Uzakdoğu ülkelerinden ithalatında 10 yıldır yüzde 70’lere varan antidamping vergisi uygulandığını, bunun acımasız rekabet koşullarında sektörün önünü tıkadığını belirten OTİAD Başkanı, topladıkları 447 dilekçeyle birlikte kaleme aldığı yazıyı Ankara’ya gönderdi. Yazıda şu ayrıntılara yer verildi:
Önce tespitlerde bulunuldu
“Malumlarınız olduğu üzere ilgide kayıtlı tebliğ ile 2013 yılının ikinci yarısında süresi sona erecek antidamping önlemlerine işaret edilerek söz konusu önlemlerin sona ermesinden en az üç ay önce, önlemlere ilişkin gözden geçirme soruşturması başlatılması amacıyla, ilgili tarafların Ekonomi Bakanlığı’na görüşlerinin bildirilmesi istenmektedir.
2013 yılı ikinci süresi sona erecek antidamping önlemlerinin başında hazır giyim ve konfeksiyon sektörlünün en temel hammaddelerinden olan 5407 GTİP’li sentetik filament elyaftan giysilik dokuma kumaşlar gelmekte olup halen Çin, Tayvan, Güney Kore, Malezya, Filipinler ve Tayland için uygulanmakta olan antidamping önleminin süre sonu 1 Ağustos 2013’tür.
Öncelikli olarak söz konusu antidamping önleminin geçmişine bakıldığında, aynı ürün ve ülke kapsamıyla başlangıç itibarıyla 1 Kasım 2000 tarihinde ilk soruşturmanın açıldığı ve 13 Şubat 2002 tarihinde ilk antidamping önleminin tesis edildiği, daha sonra 13 Şubat 2007 tarihinde başlatılan nihai gözden geçirme soruşturmasıyla 1 Ağustos 2008 tarihinde ikinci kere antidamping önlemi uygulamasının başlatıldığı görülmektedir.
Anılan antidamping önlemi geçmişten itibaren değerlendirildiğinde 10 yılı aşkın süredir bu önlemin sürdüğü görülmekte olup bu kadar uzun bir dönemde aynı damping ve dampingten kaynaklanan zarar iddiasının varlığı hazır giyim ve konfeksiyon sektörü tarafından tereddütlere neden olmaktadır.
Ayrıca önlem kapsamı ürünlerin ithalat eğilimine bakıldığında ilk önlemin tesis edildiği 2002 yılında 193,7 milyon dolar düzeyinde olan ithalatın, makro ekonomik nedenlerle sektörel üretimin de %2.9, %9,8 ve %8,7 oranlarında azaldığı 2006, 2008 ve 2009 hariç olmak üzere normal artış eğilimi sürdürdüğü ve 2012 yılı itibarıyla 484 milyon dolara yükseldiği görülmektedir.
Antidamping önlemi uygulanan ülkelerden yapılan ithalat eğilimine bakıldığında ise, önlemin ilk tesis edildiği 2002 yılında 131 milyon dolar olan ithalat düzeyi 2003 ve 2004 yıllarında %20’lerin üzerinde artış eğilimi sürdürürken 2010 ve 2011 yılları hariç diğer yıllarda negatif bir eğilimi içinde olmuş ve 2012 yılında %10,5’lik düşüşle 106 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Talep her zaman canlı
Yukarda sayılarla ifade edilen ithalat eğilimine bakıldığında, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün hem astar gibi en temel yardımcı maddesi niteliğindeki kumaşları hem de başta Rusya olmak üzere son dönemde gelişen pazarlara gerçekleştirilen suni-sentetik dokuma giyim eşyalarının temel hammaddelerini içermesi sebebiyle bu tür kumaşlara ihtiyacın ve dolayısıyla talebin her zaman canlı olduğu görülmektedir.
Astar olarak kullanıp bir giysi bünyesinde ihraç edilenler hariç ülkemizin 4 milyar doları aşkın suni-sentetikten mamul hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı bulunmakta olup bu rakamlara bu tür giysilerin ağırlıklı olarak yapıldığı, resmi ihracat rakamlarına yansımayan Laleli-Osmanbey kaynaklı dış satım dahil bulunmaktadır. Bu bölgeden yapılmayan dışsatım da dikkate alındığında bahsi geçen önlem kapsamındaki kumaşların kullanıldığı hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının yada dış satımının önemli bir büyüklükte olduğu görülmektedir.
Dolayısıyla hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün üretim ve ihracat satışına bağlı olarak bu tür ürünlere olan talebin her zaman canlı olacağından hareketle 5407 GTİP’li sentetik filament dokuma kumaş tanımlı bu ürünlerde ithalatı düzenlemek amacıyla alınacak antidamping ve korunma önlemi gibi her türlü ticaret politikası önleminin genel olarak hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün rekabetçi yapısını bozacağı aşikardır.
Nitekim hazır giyim ve konfeksiyonda toplam girdi maliyetlerinde ipliğin payı %20-25, kumaşın ise % 40-45 olup kumaş maliyetlerinde ticaret politikası araçları kaynaklı artışlar sektörün girdi maliyetlerini yükselterek uluslararası pazarlarda sipariş kayıplarına yol açmaktadır.
İlave gümrük vergisi uygulanıyor
Üstelik anılan ürünlerin ithalatında Çin, Tayvan, Güney Kore, Malezya, Filipinler ve Tayland menşeli olanlar için antidamping önlemi bulunmasının yanı sıra 15 Eylül 2011 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile başlatılan ilave gümrük vergisi de uygulanmaktadır.
Zaten ilave gümrük vergisiyle korunmakta olan söz konusu ürünlerin ithalatına yönelik belirli ülkelere uygulanan antidamping önleminin bir dönem daha uzatılmasına gerek olmadığı düşünülmektedir.
Ayrıca; 54.07… GTİP’li ürünlerin ithalatında yaklaşık 10 yıldır serbest dolaşıma kesin girmeden yurtdışındaki üretici firma tarafından malzeme kıymetinin doğruluğunun tevsikine yönelik “ Kumaş Elyaf Detay Beyanı” na dayalı Türkiye Cari fiyatlarına uyarlanmış REFERANS FİATI uygulanmakta ve mevcut gümrük vergileri ve KDV bu referans fiyatlar üzerinden alınmaktadır. Bu uygulama bile damping vergisi uygulaması ve herhangi bir korunma önlemi alınmasına gerek duyulmaması hususuna önemli bir etken olarak görülmektedir.
Diğer taraftan, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu ile Hazırgiyim Sektör Kurulu tarafından yapılan değerlendirmenin yanı sıra OTİAD’ın ve tüm ilgili derneklerin de katılımıyla İHKİB’in organizasyonunda 11 Nisan 2013 tarihinde yapılan sektörel değerlendirme toplantısında da 5407 GTİP’inde yar alan “atkısı ve çözgüsü filamentten olup özellikle 110 gram/m2 ve daha düşük ağırlıklı” olan sentetik dokuma kumaşların ülkemizde üretiminin son derece sınırlı ve yatırım açısından da fizibil olmadığı tespiti yapılmıştır.
Bu tespit doğrultusunda, ülkemizde üretim olanakları kısıtlı olan tür kumaşların antidamping soruşturmasına dâhil edilmemesi ve antidamping ya da korunma önlemi şeklinde herhangi bir önleme tabi olmaması gerekmektedir.
Bu çerçevede, 16,1 milyar dolarlık ihracatı ve istihdamda %13,3’lük payı ile ülkemiz ekonomisi içinde önemli bir yeri olan, ayrıca katma değerli ihracatta Mücevher ve Savunma Sanayii ile birlikte üç sektör arasında yar alan Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektörü’nün 2023 yılı için belirlenmiş olduğu 60 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmesini de teminen 5407 GTİP’inde yer alan giysilik sentetik filament kumaşların ithalatında var olan antidamping önleminin artık devam ettirilmemesi büyük önem arz etmektedir.
Sonuç: tamamen yürürlükten kaldırılsın
Globalleşen Ekonomik Dünya Şartları ve acımasız rekabet koşulları çerçevesinde üretim ve pazarlama faaliyetlerimizi yürütmeye çalışan Osmanbey’li Tekstil ve Hazırgiyim İşletmeleri olarak;
Yaklaşık 10 yıldır yürürlükte olan, özellikle Bayan Hazırgiyim imalatımızın en önemli ara mallarından olan 54.07…GTİP’li sentetik kumaşların Uzakdoğu ülkelerinden (ÇHC, Tayvan, G.Kore, Malezya, Tayland) ithalatında %70’e varan ANTİDAMPİNG vergisi uygulamasının sona erme tarihi olan 01.08.2013 tarihi itibarıyla uzatılmaksızın tamamen yürürlükten kalkmasını talep ediyoruz.
Çünki; hemen hemen aynı ülkelerden aynı ürünün ithalatında yaklaşık 1 yıldır yürürlükte olan %20 ek vergi uygulamasının da devreye girmesiyle sektörümüzün eli kolu bağlanmış daralan rekabet koşullarımızın önü daha da tıkanmıştır.
Ülke ekonomisine büyük oranlarda katma değer, istihdam ve net döviz girdisi sağlayan bir sektörün temsilcileri olarak artık rahat bir nefes almayı hakkettiğimize inanıyor, dolayısıyla daralan ve tıkanan rekabet koşullarımızın biraz olsun açılabilmesi için tüm antidamping ve ek vergi uygulamalarının yürürlükten kaldırılmasını talep ediyoruz.”