İTKİB’i oluşturan dört birliği temsilen İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İDMİB Başkanı Mustafa Şenocak ve İHİB Başkan Yardımcısı Ahmet Hayri Diler 8 Aralık Çarşamba akşamı İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası ve tekstil hazır giyim sektörünün önde gelen derneklerinin yetkilileri ile yemekli bir toplantıda bir araya gelerek Rusya ile Türkiye arasında yaşanan krizin ihracata yönelik etkilerini ele aldılar. Toplantıya OTİAD’ı temsilen Başkan İlker Karataş katıldı.
İTKİB’i oluşturan dört Birliği temsilen İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İDMİB Başkanı Mustafa Şenocak ve İHİB Başkan Yardımcısı Ahmet Hayri Diler, OTİAD Başkanı İlker Karataş, LASİAD Başkanı Giyasettin Eyyüpkoca, BATİAD Başkanı Aydın Erten, MESİAD Başkanı Yusuf Gecü, TGSD Başkanı Şeref Fayat, TRİSAD Başkanı Mustafa Balkuv 8 Aralık Çarşamba akşamı İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası ve tekstil hazır giyim sektörünün önde gelen yetkilileri ile yemekli bir toplantıda bir araya gelerek Rusya ile Türkiye arasında yaşanan krizin ihracata yönelik etkilerini ele aldılar. Türkiye ile Rusya arasındaki ticarete ilişkin detaylı bir sunumun yapıldığı toplantıya katılanlar krizin geldiği boyut ve yapılması gerekenler hakkında görüşlerini aktardı. Katılımcıların üzerinde durduğu konular ve çözüm önerileri İTKİB yetkilileri tarafından maddeler haline getirilerek Ekonomi Bakanlığına önümüzde ki günlerde sunulacak.
“Rusya, Türkiye'den Daha Zararlı Çıkabilir”
Toplantıda “Ayrıntılı Rusya Değerlendirmesi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığı ile sunum yapan İTHİB Yönetimi Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Ümit Özlale; bu krizin gelecekte nelere yol açabileceğini sayısal verilere dayanarak anlattı. Yaşanan krizin Rusya için güçlü taraflarını, zayıf taraflarını, fırsatlarını ve tehditlerini açıklayan Özlale; “Rusya İle Ticari İlişkiler” başlığı altında ticaret sektörlerinin iharacat ve ithalat oranlarını değerlendirdi. 2012-2014 yılları arasında Türkiye ve Rusya arasındaki tekstil ve konfeksiyon ihracat rakamlarını paylaşan Özlale: “Bu krizden Türkiye kadar Rusya'nın da zararlı çıkması bekleniyor” ifadesini kullandı. Tüm bu sıkıntılar sonucunda çözüm önerileri içerisinde faklı pazarlara açılmanın gerekliliği konusuna değinen Özlale; tekstil, deri, yan sanayi gibi sektörlerin açılabileceği yeni pazarlar hakkında bilgiler verdi. Coğrafi çeşitlenmeyi destekleyici politikalar hakkında değerlendirme yapan Özlale; farklı çözüm önerileri doğrultusunda krizin aşılabileceğini belirtti.
Rusya’da 700 Türk mağazası var
İki ülke arasında tekstil ve hazır giyimde 'bavul ticareti' olarak bilinen yöntem de önemli yer kaplıyor. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Rusya'ya hazır giyim ve konfeksiyon ile tekstil ihracatının yıllık 1,1 milyar dolar seviyelerinde olduğunu, bavul ticareti ile bu rakamın 5 milyar dolara kadar çıktığına işaret etti. Geçen yıl itibariyle Rusya'daki ekonomik kriz nedeni ile zaten işlerin bir miktar gerilediğini hatırlatan Tanrıverdi, “Bu tür krizler halkların psikolojisinde ve güveninde kırılma yaratıyor. Kısa sürede önlem alınmazsa ihracatımızın yarısını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız” dedi. Tanrıverdi, Rusya'da faaliyet gösteren 700'ün üzerinde Türk perakende mağazası olduğuna da dikkat çekerek, “Mağazalarımızın da durumu zora girecek. Süreci endişe ile izliyoruz. Bir an önce sorunların diplomasi yolu ile çözülmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu. Tanrıverdi, hazır giyim ve tekstil sektörünün Rusya’ya yönelik olarak yaşadığı sorunları derleyerek bir rapor şeklinde Ekonomi Bakanlığına sunacaklarını ifade etti.
Siyasi sorunların ticareti etkilemesi yanlış
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle de Rusya ile ilişkilerin bozulmasından en fazla etkilenecek sektörlerden birinin tekstil ve hazır giyim olduğunu belirterek “Sektörün Rusya’ya ihracatı 1 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Rusya’daki ekonomik durum nedeniyle geçen yıl bu pazar zaten yüzde 40 daralmıştı. İhracatımızda yeni bir daralma Türk tekstil ve hazır giyim sektörü için büyük sorun yaratır” diye konuştu.
Deri ihracatçıları krizin aşılmasını bekliyor
Rusya ile yaşanan olumsuz durumu değerlendiren İDMİB Başkanı Mustafa Şenocak, 2 yıldır Rusya'daki ekonomik krizden kaynaklanan bir ticaret kaybı yaşadıklarını hatırlattı. Son dönemlerde ise Rusya'da krizin etkilerinin geçmeye başladığını, özellikle deride stokların erimeye başlamasının olumlu sinyaller olduğunu kaydeden Şenocak, “İşlerin düzeleceğine dair umutlarımız vardı. Ancak bu kriz iyi olmadı. Umutlarımızı ötelemek zorunda kalabiliriz” açıklamasında bulundu.
Ayakkabıcılar alternatif pazarlara yönelecek
Rusya ile yaşanan uçak krizi etkilerini ayakkabı sektöründe de iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Türkiye’nin en önemli ayakkabı ihraç pazarlarından biri olan Rusya’dan krizin ardından sipariş iptalleri geliyor. Gönderdikleri malların da teslim alınmadığını söyleyen Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin, ayakkabı sektörü için Rusya’da zorlu bir dönemin başladığını bildirdi. Rusya’nın iki yıl öncesine kadar Türkiye’nin bir numaralı ayakkabı pazarı olduğunu hatırlatan Çetin, şunları söyledi: “Rusya 2 yıl öncesine kadar 130 milyon dolarlık alımıyla en büyük pazarımızdı. Ruble’nin değer kaybı ve bölgesel gerilimlerden dolayı bu ülkeye ihracatımızda geçen yıl başlayan kan kaybı bu yıl da devam ediyor.”
Karataş: Bu Ekonomik Kiriz Değil Siyasi Bir Kriz!
Toplantıda söz alan OTİAD Başkanı İlker Karataş krizin nasıl aşılabileceği konusu üzerinde sektörün birşey yapacak durumda olmadığına dikkat çekerek sorunun siyasi olduğunu vurguladı. Karataş şunları söyledi: “Bu bu bir ekonomik kıriz değil siyasi kıriz. Bu siyasi kırizin de çözüm noktasında olmadığımız için konuya çok da müdahil olamayacağımızı düşünüyorum. Zaten Rusya ekonomik krize düştükten sonra, bizim ihracatımız büyük ölçüde düştü. Rusya denildiği zaman ilk akla gelen bölge Laleli ve Osmanbey oluyor. İşlere baktığımız zaman yüzde 40-50’lere varan düşüşler söz konusu. Kayıtlı rakamlara da baksanız, kayıtsız rakamlara da baksanız oran değişmiyor. Taleplerimizi oluştursak dahi düşüşlerin yüzde 40-50’ler seviyesine gerilediği dönemde bu taleplerimizi mütamadiyen söylüyorduk. Uçak düşürüldükten sonra bu taleplerimizi yeniden gündeme getirdik, peki bu bir sene içinde ne değişti. O gün talep ettiklerimizden neler elde ettiğimize baktığımızda bi değişiklik olmadığı görülüyor. Dolayısıyla bundan sonra da bi değişiklik olur mu bilemiyorum. Siyasi iradenin alacağı kararları bekleyeceğiz, başka da bir çözüm olabileceğini düşünmüyoruz. Bizim görüşümüz bu yöndedir.”